Hakan Aran açıkladı: Faizde yeni beklenti

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk milli bankası olarak 26 Ağustos 1924 tarihinde kurulan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyılının ilk yılını kutluyor.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bankanın 26 Ağustos 1924’teki kuruluşunun yıl dönümü vesilesiyle ekonomiye dair kapsamlı değerlendirmeler yaptı. Küresel ticaretteki dengelerden Türkiye’nin makroekonomik görünümüne kadar birçok başlıkta konuşan Aran, hem fırsatlara hem de risklere dikkat çekti.

‘KÜRESEL TİCARET DENGELERİ TÜRKİYE’Yİ YAKINDAN ETKİLEYECEK’

Aran, küresel ekonomiye ilişkin tahminlerde 2024’te yüzde 5,6 olan küresel enflasyonun 2025’te yüzde 4,2’ye, 2026’da ise yüzde 3,6’ya düşmesinin öngörüldüğünü hatırlattı. Ancak tarife savaşları ve faiz baskıları nedeniyle bu düşüşün kolay olmayacağını vurguladı.

Özellikle ABD’ye mal satamayan Çin’in dünyada ticaret dengelerini değiştirmesinin Türkiye için kritik olduğunu ifade eden Aran, “Türkiye gibi maliyetleri artan ve küresel talebin düştüğü ülkeler için Çin’le rekabet daha da zorlaşacak. Avrupa Birliği, ABD’nin Çin’e karşı tutumunu benimserse avantaj sağlayabiliriz. Ancak tam tersi olursa AB pazarında çok önemli müşterilerimizi kaybedebiliriz” dedi.

Aran, küresel gelişmelerin Türkiye ekonomisini doğrudan etkileyeceğini belirterek, “Küresel anlamda önümüzdeki iki yıl kritik. Bu süreçte verimliliğe odaklanmamız ve küresel dalgalanmaları yakından takip etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran

ENFLASYON VE FAİZ TAHMİNLERİNİ AÇIKLADI

Türkiye’ye ilişkin beklentilerini de paylaşan Aran, yıl sonunda enflasyonun yüzde 28,5–29,5 aralığında olmasını öngördüklerini söyledi.

Merkez Bankası’nın (TCMB) sıkı duruşunu koruduğunu hatırlatan Aran, “Merkez Bankası’nın yılın kalanında 800 baz puanlık bir faiz indirimi alanı var. Politika faizi yıl sonunda yüzde 35’e kadar inebilir” dedi.

Aran, TCMB’nin enflasyon raporlarında ortaya koyduğu ara hedeflerin ise para politikasını daha öngörülebilir hale getirdiğini vurguladı.

KREDİLERDE UYUMLU GİDİŞAT

Bankacılık sektörüyle ilgili değerlendirmelerinde Aran, kredi büyümesinin enflasyon beklentileriyle uyumlu olduğunu belirtti. TL cinsi KOBİ kredilerinin yüzde 33,3, ticari kredilerin yüzde 31,6 büyüdüğünü, yabancı para kredilerde ise sınırlamalar sonrası artışın yüzde 21,4’e düştüğünü söyleyen Aran, dolayısıyla Merkez Bankası’nı endişelendirecek bir kredi genişlemesinin olmadığını dile getirdi.

‘ENERJİ VE GIDA FİYATLARI RİSK UNSURU’

Küresel enerji ve gıda fiyatlarındaki olası sıçramaların Türkiye için enflasyon hedeflerinden sapmaya yol açabileceğini de belirten Aran, “Kontrolümüzde olmayan küresel faktörler var. Enerji fiyatları ve iklim bağlantılı gıda fiyatları sıçrarsa, bundan sadece Türkiye değil tüm dünya etkilenecek” diye konuştu.

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE DİRENÇ VURGUSU

Türk bankacılık sektörünü ‘her türlü senaryoya hazır, dirençli ve dinamik’ olarak niteleyen Aran, sektörün kendi içinde sorunları çözme kapasitesine dikkat çekti. Aran, “Rüzgar nereden eserse essin sektörümüz güçlü. Kamuya yük olmadan sorunlarını çözebiliyor” dedi.

Faiz indirim döngüsünün yeniden başlaması halinde bankacılık sektörünün yılı yüzde 20–25 öz kaynak kârlılığıyla kapatabileceğini kaydeden Aran, “Yüzde 29 enflasyonda yüzde 25 öz kaynak kârlılığı, reel olarak erime anlamına gelse de kabul edilebilir bir seviyedir. Bu tablo, sıkı para politikasında yumuşak iniş yapacağımız anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

You May Have Missed