Türkiye’de Talasemi Taşıyıcılığı Konusunda Farkındalık Oluşturma Çalışmaları Yürütülüyor
Talasemi taşıyıcılığı, Türkiye ve dünya genelinde önemli bir halk sağlığı sorunudur. Ancak birçok kişi taşıyıcı olduğunu bilmeden bu durumu yaşamaktadır. Özellikle talasemi hastası bir çocuk sahibi olunduğunda ya da özel bir kan testi yapıldığında taşıyıcılık durumu ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de talasemi, özellikle bazı illerde sıkça görülmektedir ve 1994 yılında taşıyıcılık taramaları bu bölgelerde başlamıştır. Hastalığın yaygınlığı dikkate alınarak 2003 yılında ‘Hemoglobinopati Kontrol Programı’ başlatılmış ve taramalar genişletilmiştir. Bu program 2018 yılında ‘Evlilik Öncesi Hemoglobinopati Tarama Programı’ adıyla ülke geneline yayılmıştır.
Talaseminin Belirtileri ve Tedavisi
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Hamit Harun Bağcı, ‘Talasemi Farkındalık Ayı’ kapsamında yaptığı açıklamada talasemi hastalığını kısaca kırmızı kan hücrelerinin bozukluğu sonucunda oluşan bir tür kansızlık olarak tanımlamıştır. Hastalarda anemi belirtileri görülebilmekte olup, yorgunluk, zayıflık, soluk cilt gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Bazı vakalarda ise kemik deformiteleri meydana gelebilir ve tedavi süreci genellikle uzun bir süreci kapsamaktadır. Tedavi süreci hastalığın türü ve şiddetine göre değişebilir ve bazı durumlarda kan nakli bile gerekebilir.

Akraba Evliliklerinde ve Akdeniz Ülkelerinde Görülme Sıklığı
Bağcı, akraba evliliklerinin yaygın olduğu bölgelerde talasemi hastalığının daha sık görüldüğünü vurgulayarak, her yıl yüzlerce talasemili çocuğun doğduğunu ve bu durumun aileleri olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Türkiye genelinde talesemi taşıyıcılık oranı %2,1 olup, bölgelere göre değişiklik gösterebilmektedir. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde taşıyıcılık ve hastalığın daha sık görüldüğüne dikkat çekilmiştir. Evlenme öncesi sağlık taramaları kapsamında çiftlere uygulanan testlerle taşıyıcılık durumu tespit edilmekte ve danışmanlık hizmeti sunulmaktadır. Bu sayede sağlıklı nesillerin yetişmesi ve hasta çocukların doğmasının engellenmesi hedeflenmektedir.